Uzun süredir devam eden çalkantılı ekonomik durum sonucunda dikkatlerimizi alamadığımız otomobil fiyatları ve satışları hakkında art arda açıklamalar yapılıyor. Otomobil almanın söylendiği kadar zor olmadığını ve Türkiye'de otomobil satışlarının gayet iyi olduğunu iddia eden yetkililer sektörün içerisinde bulunan kişilerden tepki görüyor. Oldukça yaşlı bir otomobil parkına sahip olan ve nüfusuna oranlandığında benzer pazarlarda potansiyelinin yarısından daha az otomobil satılan ülkemiz için verilere yakından bakalım.
Ülkelerde bulunan otomobil satışları veya oranlarının yeterli olup olmadığı, nüfusun aktif otomobil sayısına oranlanmasıyla ortaya çıkıyor. Avrupa ülkelerinde ortalama alındığında 1000 kişiye düşen otomobil sayısı 602 adet iken, Avrupa'nın hemen doğusunda yer alan ve hatta iki kıta arasında köprü konumunda olan ülkemizde aynı kişi sayısına düşen otomobil sayısı 162. Türkiye bu rakam ile Avrupa bazında sonuncu olarak konumlanırken, spesifik bir örnek vermek gerekirse 1000 kişiye 628 otomobilin düştüğü Almanya ile aramızda her 1000 kişide 466 otomobil fark var. Avrupa'da olmamasına rağmen bize çok uzak sayılmayacak ve son dönemlerde dünyanın gündeminden düşmeyen, çok uzun süre komünizm ideolojisiyle ilerleyen Rusya'da 1000 kişiye düşen otomobil sayısı Türkiye'den 169 adet fazla olarak 331.
Bu bölümü genel olarak toparlamak gerekirse, Türkiye dünya geneli baz alındığında çok otomobil satışı gerçekleştirilen ve aktif park oranı yüksek olan bir ülke olarak konumlanmıyor.
Kişiye düşen otomobil sayısını ele aldıktan sonra düşen otomobillerin niteliklerine bakmakta fayda var. Türkiye'de bulunan araçların %54.28'ini binek otomobiller oluşturuyor. 13 milyon 706 bin 65 adete denk gelen bu oran, içerisinde birçok müzeye kaldırılmaya aday örnek bulunduruyor. Verilere göre Türkiye'de bulunan otomobillerin %50.51'lik bölümü 0-10 yaş aralığında, yani yeni olarak nitelendirilebilecek otomobillerden oluşuyor. Geri kalan %49.49 ise 11 yaş üzeri otomobilleri kapsıyor. Genel paydan bir orandan ve asıl çarpıcı olan kısımdan bahsetmek gerekirse de Türkiye'de bulunan otomobillerin %26.26'lık bölümü 21 yaşın üzerinde. Bu her 100 otomobilden 26 tanesinin, toplam alındığında ülkemiz yollarında dolaşan 3.6 milyon adet dolaylarında otomobilin, günümüz güvenlik ve teknoloji normlarına uyum sağlamadığını gösteriyor.
Türkiye'de Sıfır Otomobil Almak Kolay Mı?
Gelelim konumuzun genel başlığı olan Türkiye'de otomobil sahipliğine. Türkiye'de otomobil almak yetkili kişilere göre oldukça kolay olsa da rakamlar bunun tersine sonuçlar veriyor. Avrupa bazında ilk 6 ayı kapsayan otomobil satışları eksenli araştırmada ortaya çıkan sonuca göre ülkemizde 1000 kişiden sadece 3,29 kişi "0 km" otomobil alabiliyor. 31 ülkeyi kapsayan araştırmada sondan 3. olarak konumlanan Türkiye, 19 milyon nüfusu bulunan Romanya'nın az farkla önünde yer alıyor. Listede yer alan sonuçlar incelendiğinde Romanya'nın önceki yıla göre Türkiye'ye çok daha yakın konumlandığı görülebiliyor. Listede yer alan ilk 5 ülkeyi sırasıyla saymak gerekirse, listenin başında Lüksemburg yer alırken onu; İzlanda, Belçika, Almanya ve İsviçre takip ediyor.
Hükümet Rekor Seviyede Vergi Topluyor
Ülkemizde ekonomik durum bu kadar kötüye giderken ve satışlar bahsettiğimiz düzeylerde ilerlerken, hükümet vergi kazançlarında ciddi rekorlar kırıyor. Önceki yılın aynı dönemine göre pazarında %9 oranında daralma yaşayan Türkiye'de, önceki yılın aynı dönemine göre %123.32 artışla 15.4 milyar Liralık vergi toplandı. Bulunduğumuz dönemde tek otomobil bazlı alınan vergi, ortalama olarak 180.862 Liraya denk geliyor.
Türkiye'de satılan otomobillerin çoğu parasının erimesini istemeyen alıcılar tarafından satın alınıyor. Bunların haricinde gelen artış dalgalarını yakalamak adına stok tutanlar yani fırsat bekleyen kişilerce tercih edilen otomobiller, halk tarafından daha ulaşılmaz bir İHTİYAÇ halini alıyor. Kredi vermeye isteksiz bankalar ve ağustos, eylül aylarında gelmesi beklenen artış dalgasıyla uzak bir hayal olma noktasını geçtikten sonra kendi sağlamasını yapan otomotiv sektörü, yaşadığı dönemde Türkiye'nin çok geçmiş yıllarda yaşadığı büyük ekonomik buhranlar sonrasında ortaya çıkan havanın mirasını taşıyor.
Verileri aldığımız kaynaklar Emre Özpeynirci, Erol Şahin ve sahibi olduğu EBS Danışmanlıktır.
Comments powered by CComment